
Tam da bugün SON GÜN...
< Şimdi 2009 yılında tam da bu zamanlarda ben bir mim sonucu -ki bir zamanlar pek modaydı değil mi? wish list hazırlamışım. Ama önce bana mim'i gönderen bloggerların wish listlerine salça olmuşum sonra da aşağıda bulunan arkası dantelli ceketi istemişim, ama en son sözü Mr.Louboutin'a bırakmışım ve demişisiz ki:
Sırada 2011 wishlisti var hani adettendir, yapmasakta, istemesekte, alamasak, kavuşamasakta o liste hep bizim listemizdir ya ondan işte dilemek lazım birşeyler... Allah istemeyene vermez, dilemeyene bakmazmış diyerek ufaktan bir Secret yapalım diyorum....
Allahım ben çığlık bile atamam bir tane ağzım açık fotoğrafım yok, benim pozum ya dudaklar büzük yada boyun sağa eğik hiç demeyin şimdi alın elinize bir fotoğraf makinası ve basın çığlığı.... İster korkun, ister sevinin, ister şaşırın ne yaparsanız yapın bu en doğal tepkinizin ne olduğunu belgeleyin, hem kendiniz hem de albümleriniz için...


"Burçe Bekrek" ben nasıl mı tanıştım çok komik ama çok şanslı bir tanışma oldu zira kendisi canım cancağızım kuzenimin arkadaşı ama gün gelsin ki o kuzenin ne modayla, ne tasarımla ne de açılış kapanışla işi olsun kendisi bay yazılım mühendisi hatta ve de bazen küçümser bile böyle işleri ama kendisi yine doğru bir şey yaptı ve kaptı götürdü beni Burçe'nin gizli bahçesine:))
Scream dediler Loud dediler Enerji dediler, Adrenalin dediler sonra Güç, Cesaret, Hızlı, Genç ve Aşk... Tüm bunlar ne anlama geliyor derseniz ve bir sözlük açar da bakarsanız tam karşılığı LOUD olacak açıklamasın da Get Loud by Tommy Hilfiger yazacak...
Ortak yaşam tarzları ve ortak müzik zevkleri olan gençlerin coşkusu enerjiyi açığa çıkaran LOUD’un ruhu bende hayat buldu demem o ki LOUD For Him ve LOUD for Her gümbür gümbür gümbür gümbür...
Taaa taaaaaa!!!
Imagine all the people living life in peace, Imagine all the people sharing all the world... John Lennon 09.10.1940 - 08.12.1980
Bir Varmış Bir Yokmuş,
Geçmiş geçmesi hep dilenen lakin bizi terk ettiği an asla gelmeyen tek şey... hani hafıza-ı beşer nisyan ile malul idi, neden bakılan herşey, burna dolan her koku, tanıdık-tanımadık her ses gelecekle değil de maziyle dolu? hayallerin de hayalkırıklıklarının da tüm referansları neden geçmişe? yoksa gerçekten var olan tek şey geçmiş mi?
Taş pudrası yüzünde, etekleri kadar saçları, hüzünleri kadar mutlulukları da kabarık olan siyah beyaz yılların, siyah beyaz kadınlarına gelsin...