Tam da bugün SON GÜN...
Friday, December 31, 2010
Tuesday, December 28, 2010
"2010 Wish List"ten Kalanlar...
< Şimdi 2009 yılında tam da bu zamanlarda ben bir mim sonucu -ki bir zamanlar pek modaydı değil mi? wish list hazırlamışım. Ama önce bana mim'i gönderen bloggerların wish listlerine salça olmuşum sonra da aşağıda bulunan arkası dantelli ceketi istemişim, ama en son sözü Mr.Louboutin'a bırakmışım ve demişisiz ki:
"Shoes can be used to undress. You be naked and wear shoes and it doesn't look strange...." Yani 2010 yılına ben bu mantıkla girmişim varın gerisini siz düşünün...Sırada 2011 wishlisti var hani adettendir, yapmasakta, istemesekte, alamasak, kavuşamasakta o liste hep bizim listemizdir ya ondan işte dilemek lazım birşeyler... Allah istemeyene vermez, dilemeyene bakmazmış diyerek ufaktan bir Secret yapalım diyorum....
Ama ben listeyi hazırlayadurayım geçen yıl ki wishlistimin bu iki nadide parçasının akıbetine bakalım zira benim oldu mu hayıırrrrr tabii ki... ama tesadüf o ya bu yıl en çok para harcadığım iki şeyden biri blazer ceket oldu diğeri de siyah stiletto... (aaa ne garip hiç yapmam halbuki ayakkabıya maaş yatırmak falan tamamen dilek, tamamen gönülden istemece ondan)
Bakalım bu yıl bu garip gönül neler isteyecek bu proton gönüllü yüce atomlardan...
"Shoes can be used to undress. You be naked and wear shoes and it doesn't look strange...." Yani 2010 yılına ben bu mantıkla girmişim varın gerisini siz düşünün...Sırada 2011 wishlisti var hani adettendir, yapmasakta, istemesekte, alamasak, kavuşamasakta o liste hep bizim listemizdir ya ondan işte dilemek lazım birşeyler... Allah istemeyene vermez, dilemeyene bakmazmış diyerek ufaktan bir Secret yapalım diyorum....
Ama ben listeyi hazırlayadurayım geçen yıl ki wishlistimin bu iki nadide parçasının akıbetine bakalım zira benim oldu mu hayıırrrrr tabii ki... ama tesadüf o ya bu yıl en çok para harcadığım iki şeyden biri blazer ceket oldu diğeri de siyah stiletto... (aaa ne garip hiç yapmam halbuki ayakkabıya maaş yatırmak falan tamamen dilek, tamamen gönülden istemece ondan)
Bakalım bu yıl bu garip gönül neler isteyecek bu proton gönüllü yüce atomlardan...
Monday, December 27, 2010
Friday, December 17, 2010
LOUD ve Kazaaannaanllarrrrıı...
Allahım ben çığlık bile atamam bir tane ağzım açık fotoğrafım yok, benim pozum ya dudaklar büzük yada boyun sağa eğik hiç demeyin şimdi alın elinize bir fotoğraf makinası ve basın çığlığı.... İster korkun, ister sevinin, ister şaşırın ne yaparsanız yapın bu en doğal tepkinizin ne olduğunu belgeleyin, hem kendiniz hem de albümleriniz için...
Ziraaaa ben öyle yaptım ve ortaya çıkan sonuç beni baya eğlendirdi ve çooookk eğlendiimmm...
Doğru sonuç bu mu? Evet bu!!
Çünkü neden?? LOUD demek enerji demek, yüksek ses demek, hayat demek ve bu enerji devam ediyooorrrrrr :))))
Nasıl mı??
Puuufff bir dakika nefes alıyor ve devam ediyorum :))
Ceylo
Hayatın -de Hali
Mero
Şeyda
3 gün içerisinde aychulus@gmail.com adresinden bana mail atarak iletişim bilgilerinizi detaylı olarak gönderir ve HER veya HİM tercihlerinizi de belirtirseniz LOUD 'larınıza kavuşabilirsiniz.... Tebrikler
Ziraaaa ben öyle yaptım ve ortaya çıkan sonuç beni baya eğlendirdi ve çooookk eğlendiimmm...
Doğru sonuç bu mu? Evet bu!!
Çünkü neden?? LOUD demek enerji demek, yüksek ses demek, hayat demek ve bu enerji devam ediyooorrrrrr :))))
Nasıl mı??
- Öncelikle, pek tabii ki FACEBOOK üzerinden; LOUD'un Facebook LOUDTurkiye sayfasına tıklıyorsun, sayfaya en doğal ve de en güzel tepkin olan bir çığlık fotoğraflarını yüklüyorsun sonra mı?? En çok LIKE 'ı sen alırsan GIBSON marka TOMMY HILFIGER logolu çoook özel bir gitara sahip oluyorsun.
Puuufff bir dakika nefes alıyor ve devam ediyorum :))
- Bilgisayarından, telefonundan yada evinde ki en güzel radyodan İstanbul için 97.2 frekansı ile 80'lilerin bayıla bayıla dinlediği ilk yabancı müzik radyosu olan 90lıların ise bu radyo kalabılığında bile farkediverdiği radyo istasyonu Metro FM'i açıyorsunuz... Tekrar soru!! Neden mi?? Çünkü en LOUD Metro Fm DJ'leri Mehmet Akif (09:00-10:00) ve Arzu Karakaya (17:00-18:00)'nın yapacağı özel programları dinlerken birden bir LOUD parfüm hop diye kapınıza gelme şansınız olabilir...Saat kaç bence radyonun başına geçmenin tam zamanı... önce buraya tıklaaa
- Son olarak tabii ki halkanın en önemli parçaları LOUD Bloggers Team yani KorayCaner, Styleboom, FashionKido, Fashion4-U, KankaNerdeyimBen, Modenise ve UneVoguette takipte kalın çünkü sürprizler devam edebilir... bilmiyorum ben, gerçekten haberim yok ağzımdan laf alamazsınız ama bekleyin der susarım heheeh :))
Ceylo
Hayatın -de Hali
Mero
Şeyda
3 gün içerisinde aychulus@gmail.com adresinden bana mail atarak iletişim bilgilerinizi detaylı olarak gönderir ve HER veya HİM tercihlerinizi de belirtirseniz LOUD 'larınıza kavuşabilirsiniz.... Tebrikler
Monday, December 13, 2010
Burçe Bekrek ve Gizli Bahçesi
"Burçe Bekrek" ben nasıl mı tanıştım çok komik ama çok şanslı bir tanışma oldu zira kendisi canım cancağızım kuzenimin arkadaşı ama gün gelsin ki o kuzenin ne modayla, ne tasarımla ne de açılış kapanışla işi olsun kendisi bay yazılım mühendisi hatta ve de bazen küçümser bile böyle işleri ama kendisi yine doğru bir şey yaptı ve kaptı götürdü beni Burçe'nin gizli bahçesine:))
Burçe hakkında bir tanıtım yazısı yazmayacağım zira bu görevi moda bloggerı arkadaşlarıma bırakıyorum ve ben her zamanki gibi yaşadığımı, sevdiğimi, gördüğümü ve beğendiğimi yazıyorum...
Burçe'yi merak edenlere:
Kadirgalar Cad. Acik Hava Apt. No:16-1
Nisantasi Istanbul
212 234 18 46
www.burcebekrek.com adresinden burcebekrek@burce.com.tr veya info@burcebekrek.com ulaşabilirsiniz. Bir de facebook tık tık pls :)
Burçe hakkında bir tanıtım yazısı yazmayacağım zira bu görevi moda bloggerı arkadaşlarıma bırakıyorum ve ben her zamanki gibi yaşadığımı, sevdiğimi, gördüğümü ve beğendiğimi yazıyorum...
Burçe bir sürü iyi okuldan mezun olmuş ve bir sürü referansı var ha bir de akademik tarafı var ama en önemlisi bir sürü hayal gücü var. Bir de Burçe acaip sakin ve huzurlu kişiliğini saklandığı gizli bahçesinde koruyor ki gelin huzur bulun diye benden bu kadar gidin görün!!"Burçe Bekrek’in tarzını en iyi anlatan kelimeler yalınlık, kusursuz kalıp ve yüksek kalitede fonksiyonellik!"
Bunlar PR lafları ben sadece huzur diyorum ve en favori parçamla hatta gerçekten görür görmez giyebileceğim nadir tasarımcı işlerinden biri olduğunu düşündüğüm yukarıdaki siyah elbiseyle ve diğer fotoğraflarla susuyorum...Burçe'yi merak edenlere:
Kadirgalar Cad. Acik Hava Apt. No:16-1
Nisantasi Istanbul
212 234 18 46
www.burcebekrek.com adresinden burcebekrek@burce.com.tr veya info@burcebekrek.com ulaşabilirsiniz. Bir de facebook tık tık pls :)
Sunday, December 12, 2010
GET LOUD by Tommy Hilfiger
Scream dediler Loud dediler Enerji dediler, Adrenalin dediler sonra Güç, Cesaret, Hızlı, Genç ve Aşk... Tüm bunlar ne anlama geliyor derseniz ve bir sözlük açar da bakarsanız tam karşılığı LOUD olacak açıklamasın da Get Loud by Tommy Hilfiger yazacak...Ömrü boyunca parfümüyle bütünleşen insanlara ibretle bakmış biri olarak böyle bir post yazmam da çok acaip ancaaaakkk ben ki kararsız terazi, ben ki değişken ruhlu terazi, ben ki sabah akşam başka parfüm kullanan terazi sanırım artık biryerde durmam gerektiğine karar veriyorum ve bayıla ayıla, çantamdan çıkarıp çaktırmadan fıs fıs yaparken lloolloooyyy diye bir sevinç nidası atıyorum ki olmaz bu bana valla billa yaawww:)Ortak yaşam tarzları ve ortak müzik zevkleri olan gençlerin coşkusu enerjiyi açığa çıkaran LOUD’un ruhu bende hayat buldu demem o ki LOUD For Him ve LOUD for Her gümbür gümbür gümbür gümbür...
"LOUD For Her, güçlü, seksi ve müziğin ritminde kaybolmaya hazır olanlara, LOUD For Him ise biraz gizemli, biraz tehlikeli, dikkatleri üzerine çeken erkeklerin yeni sesi olacak. En önemlisi de farklı kültürlere ulaşabileceklerine inanan ortak inançları olan bir grubun parçaları"
"Kokular, duygular ve o anın yoğun bir şekilde yaşanması LOUD’u anlatıyor."
LOUD for Her, gül kokulu, hafif; LOUD for Him ise keskin ve baştan çıkarıcı!
Ay bir de unutmadan unutmadan LOUD’un şişesi gramafon plaklarından esinlenilerek tasarlanmış ama benim içn en önemli özelliği yatay olması veee hoop diye çantaya girmesi ;) Çantamı her açtığımda içeriden bir ses çıkıyor ve o ses ne biliyormusunuz?? Bilgisayarınızın sesini açın sonra bu enerjisi hissedin ama önce PLAY bas ve dinle...
"We're not the Same"
Bu arada LOUD'un Facebook sayfasını da var arada bir bakmak lazım zira sevdim mi tam severim dedikten sora sürpriz dolu LOUD dünyasının sürprizleri için LOUD on Facebook tan takipte kalın!! derim bir de ve Susarım :))
Bu arada LOUD'un Facebook sayfasını da var arada bir bakmak lazım zira sevdim mi tam severim dedikten sora sürpriz dolu LOUD dünyasının sürprizleri için LOUD on Facebook tan takipte kalın!! derim bir de ve Susarım :))
Buradan sonrası ÖNEMLİİİİİİ...Ne dedim sevdim mi tam severim susarım dedim ama susmadan önce çok özetle bu kokuyu beraber paylaşalım, güçlerimizi birleştirelim de isterim öyle susmak kaçmak olmaz... Eğer sabırla okuduysanız bu yazıyı hemen bir yorum bırakın ama LOUD dolu çığlık çığlığa bir yorum bırakın ki yorum bırakırken en son ne zaman çığlık attığınızı yazın siz benimle adrenalin dolu bir anınızı paylaşın ben de 5 adet parfümümü paylaşayım nasıl plan:)
16 Aralık Perşembe saatler gece yarısını vurduğunda plak döner, LOUD kaderini belirler...
Sunday, October 24, 2010
Bilun'un Çikolata Tadında Sihirli Dünyası
"Histanbul Sanatlarımın Altında"
Bir gece,"Hep mi ulaşılmaz ve uzak olur güzel şeyler!" sesi böldü uykumu.
Sonra;Gökte takım yıldızlar var dedim ya da her takımın bir yıldızı kendi seyircisine yönelik..
Ve her takı'nın merkez üssü insan "süs"ü şiddetinde yıldızlaşmasını düşledim.
İşte bu yıldızlar ışığında, Hezarfen'in inatlarının altındaki İstanbul'un,
Bilun Şen'in Sanatları Altındaki Histanbul'a düşlenişinin kapılarını aralamak içindir bu davet..
Tüm samimiyet ve iyi niyetimle.
Bilun Şen nam-ı diğer BilunDesign geçtiğimiz cumartesi kapılarını İstanbul'un kanatlarına açtı, Alice Harikalar Diyarından renkli, Charlie'nin Çikolata Fabrikası'ndan tatlı dünyasını kocaman kalbinin içine koyup önümüze sunuverdi. Biz de ne yapacağımızı bilemedik sarıldık durduk hem Bilun'a hem de cicilerine:)) Bilun için çok fazla şey anlatmaya gerek yok ki herşey ortada, bütün günün yorgunluğundan devrilmek üzereyken sihirli dünyanın en son ziyaretçileri olan DenizEslek ve beni bakın nasıl kucaklıyor:)) Siz bir de sabah enerjisiyle görün onu:)Benden öte benden çok vosvos sever Biluncugumun VosVos'u ile tanısamadı Bilun'un Şakir'iyle (umarım dogru hatırladım)benim Balım canım Balkızım :) Biz vosvos severler arabalarımıza isimleriyle sesleniriz, direksiyonlarını severiz birdenbire farketmeden, ne kadar zor olsa da onları kullanması, ne kadar sizi yarı yolda bırakır gibi yapsalar da hiç bir zaman bırakmazlar, korurlar, kollarlar ve bu VosVos aşkı arabanızı başkalarına teslim etmiş olsanız da kalbiniz hep onlarla kalır ama ben BilunDesign'da buldum kalan VosVos'larımın kalbi kırık parçalarını :))Bu da son kalan ganimetlerden aşk dolu popart broşum:)) Emek ve aşk birleşince bana da takması kalıyor. Bilun'un şansı benim şansım olsun broşumun enerjisi hem Bilun'a hem de bana hep enerji versin.... Bilun Design :Serdar-ı Ekrem Sk. No: 4 Kat:1 Galata, Beyoğlu
Istanbul, Turkey
Bir gece,"Hep mi ulaşılmaz ve uzak olur güzel şeyler!" sesi böldü uykumu.
Sonra;Gökte takım yıldızlar var dedim ya da her takımın bir yıldızı kendi seyircisine yönelik..
Ve her takı'nın merkez üssü insan "süs"ü şiddetinde yıldızlaşmasını düşledim.
İşte bu yıldızlar ışığında, Hezarfen'in inatlarının altındaki İstanbul'un,
Bilun Şen'in Sanatları Altındaki Histanbul'a düşlenişinin kapılarını aralamak içindir bu davet..
Tüm samimiyet ve iyi niyetimle.
Bilun Şen nam-ı diğer BilunDesign geçtiğimiz cumartesi kapılarını İstanbul'un kanatlarına açtı, Alice Harikalar Diyarından renkli, Charlie'nin Çikolata Fabrikası'ndan tatlı dünyasını kocaman kalbinin içine koyup önümüze sunuverdi. Biz de ne yapacağımızı bilemedik sarıldık durduk hem Bilun'a hem de cicilerine:)) Bilun için çok fazla şey anlatmaya gerek yok ki herşey ortada, bütün günün yorgunluğundan devrilmek üzereyken sihirli dünyanın en son ziyaretçileri olan DenizEslek ve beni bakın nasıl kucaklıyor:)) Siz bir de sabah enerjisiyle görün onu:)Benden öte benden çok vosvos sever Biluncugumun VosVos'u ile tanısamadı Bilun'un Şakir'iyle (umarım dogru hatırladım)benim Balım canım Balkızım :) Biz vosvos severler arabalarımıza isimleriyle sesleniriz, direksiyonlarını severiz birdenbire farketmeden, ne kadar zor olsa da onları kullanması, ne kadar sizi yarı yolda bırakır gibi yapsalar da hiç bir zaman bırakmazlar, korurlar, kollarlar ve bu VosVos aşkı arabanızı başkalarına teslim etmiş olsanız da kalbiniz hep onlarla kalır ama ben BilunDesign'da buldum kalan VosVos'larımın kalbi kırık parçalarını :))Bu da son kalan ganimetlerden aşk dolu popart broşum:)) Emek ve aşk birleşince bana da takması kalıyor. Bilun'un şansı benim şansım olsun broşumun enerjisi hem Bilun'a hem de bana hep enerji versin.... Bilun Design :Serdar-ı Ekrem Sk. No: 4 Kat:1 Galata, Beyoğlu
Istanbul, Turkey
Labels:
Aysegul in İstanbul,
Bilun Şen,
Bilun Şen Design,
Ucundan Moda
Sunday, October 10, 2010
L'oréal Elnett Kazananlaarrrr!!!
Taaa taaaaaa!!!
L'oréal'den kazandığı ürün sepeti ile saçları şenlenecek şanslı hanımlar Random.org tarafından belirlendi vee soru ne kadar formalite olsa da sorunun cevabını benim de gerçekten sevdiğim filmlerden seçen iki isim SELİN (Roman Holiday) ve EDDMRMAJOLİS (Sabrina). L'oréal hediye sepetlerinizi en kısa zamanda adreslerinize gönderecek ancak tabii ki öncelikle sizin İsim, Adres ve Telefon Numalarınızı iki gün içerisinde aychulus@gmail.com adresine göndermeniz gerekiyor... eğer sizden ses çıkmazsa hediye sepetiniz yeni saçlara doğru yola çıkmış olacak :)))
Yorum bırakan herkese çoook teşekkür ederim başka yolculuklarda, başka sepetlerde buluşmak üzere diyorum uzaklaşmayın fazla benden söylemesi:)
L'oréal'den kazandığı ürün sepeti ile saçları şenlenecek şanslı hanımlar Random.org tarafından belirlendi vee soru ne kadar formalite olsa da sorunun cevabını benim de gerçekten sevdiğim filmlerden seçen iki isim SELİN (Roman Holiday) ve EDDMRMAJOLİS (Sabrina). L'oréal hediye sepetlerinizi en kısa zamanda adreslerinize gönderecek ancak tabii ki öncelikle sizin İsim, Adres ve Telefon Numalarınızı iki gün içerisinde aychulus@gmail.com adresine göndermeniz gerekiyor... eğer sizden ses çıkmazsa hediye sepetiniz yeni saçlara doğru yola çıkmış olacak :)))
Yorum bırakan herkese çoook teşekkür ederim başka yolculuklarda, başka sepetlerde buluşmak üzere diyorum uzaklaşmayın fazla benden söylemesi:)
Saturday, October 9, 2010
Happy Birthday John Lennon
Imagine all the people living life in peace, Imagine all the people sharing all the world... John Lennon 09.10.1940 - 08.12.1980
Fotoğrafın ve hikayesinin yer aldığı yazın ilk günlerinden kalan CentralPark fotoğrafları için tık tık
Fotoğrafın ve hikayesinin yer aldığı yazın ilk günlerinden kalan CentralPark fotoğrafları için tık tık
Sunday, October 3, 2010
Kadife Kokulu, Taş Pudralı, Kusursuz Saçlı Kadınlar Hüznünü Hep L'oréal Elnett'e Saklarmış
Bir Varmış Bir Yokmuş,
Kabarık Etekli, Kadife Kokulu, Taş Pudralı, Kusursuz Saçlı Kadınlar Sırlarını Hep L'oréal Elnett'le Paylaşırmış...
Geçmiş geçmesi hep dilenen lakin bizi terk ettiği an asla gelmeyen tek şey... hani hafıza-ı beşer nisyan ile malul idi, neden bakılan herşey, burna dolan her koku, tanıdık-tanımadık her ses gelecekle değil de maziyle dolu? hayallerin de hayalkırıklıklarının da tüm referansları neden geçmişe? yoksa gerçekten var olan tek şey geçmiş mi? Taş pudrası yüzünde, etekleri kadar saçları, hüzünleri kadar mutlulukları da kabarık olan siyah beyaz yılların, siyah beyaz kadınlarına gelsin...L'oréal ELNETT'in 50. yılı şerefine anneannemin kadife sabahlıkları, taş pudraları ve sürmelerine ve tabii ki muhteşem saç spreylerine de gönderme yapmadan geçemeyeceğim... Hatta bir de itirafım olacak ki ben o saç spreylerinin kokusunu anneannemin orjinal kokusu yada doğduğu günden bu yana kullandığı bir parfümün esansı olduğunu sanardım...
Bu yanılsama çift haneli yaşlarımın ilk yıllarına dek devam etti desem yeridir...Ve tam da bu yüzden L'oréal Elnett hüzündür, mutluluktur, anneanne kokusudur, asil kadınların zor hayatlarında ki güzellik tılsımıdır... Ve tam da bu yüzden L'oréal Elnett fırtınalarla dolu mükemmel kadının, en kadim dostu tuvalet masasında ki en sadık sırdaşıdır... Fotoğraflar: Tolga Günay
Mekan: Cozy by Kemal Baykar
Sizde L'oréal Elnett ile geçmişe doğru bir yolculuğa çıkmak isterseniz, evde kolayca uygulayacağınız bakım setleri ve spreylerle dolu L'oréal Professional dünyasının kapılarından girmek için yapmanız gereken şey yalnızca;
10 Ekim Pazar sabah 09:00a kadar;
1) Aysegul in NYC blogun İzleyicisi olmanız
2) L'oreal INOA-Türkiye Facebook grubuna hemen üye olmanız ve
3) Dönemin en büyük moda ve saç iconlarından biri olan Audrey Hepburn'ün (Tiffany'de Kahvaltı dışında) bir filminin adını yorum olarak yazmanız...
NOT: Sorunun cevabının yer aldığı yorumları Pazar Sabahı yayınlayacağım... Diğer yorumları ise rutin olarak yayılayacak ve cevaplayacağım bilginize....
Hikayelerin, fotoğrafların ve hediyelerin kısacası herşeyin daha fazlası için Cindrella ve Styleboom 'a uğramayı unutmayın:)
Fotoğraflara doyamadıysanız mutlaka Styleboom Facebook albümünden devam edin :))
L'oréal Elnett Satin saç spreyleri ile bizi geçmişe götüren ve sağlıklı saçların ipuçlarını veren tüm L'oréal Proffesional ekibine, benim yap yap bitmeyen, kabart kabart sonu gelmeyen saçlarıma sabır ve itinayla muhteşem şekiller veren COZY by KEMAL BAYKAR ve ekibine ayrıca çooook teşekkür ederiz...
Ve gecenin bir yarısı, beni başka bir ben yapmak için getirdiği muhteşem elbiseler için DenizEslek'e kıpkırmızı rujumla kocaman öpücükleerrimi göndermeden edemeyeceğim...
Kabarık Etekli, Kadife Kokulu, Taş Pudralı, Kusursuz Saçlı Kadınlar Sırlarını Hep L'oréal Elnett'le Paylaşırmış...
Geçmiş geçmesi hep dilenen lakin bizi terk ettiği an asla gelmeyen tek şey... hani hafıza-ı beşer nisyan ile malul idi, neden bakılan herşey, burna dolan her koku, tanıdık-tanımadık her ses gelecekle değil de maziyle dolu? hayallerin de hayalkırıklıklarının da tüm referansları neden geçmişe? yoksa gerçekten var olan tek şey geçmiş mi? Taş pudrası yüzünde, etekleri kadar saçları, hüzünleri kadar mutlulukları da kabarık olan siyah beyaz yılların, siyah beyaz kadınlarına gelsin...L'oréal ELNETT'in 50. yılı şerefine anneannemin kadife sabahlıkları, taş pudraları ve sürmelerine ve tabii ki muhteşem saç spreylerine de gönderme yapmadan geçemeyeceğim... Hatta bir de itirafım olacak ki ben o saç spreylerinin kokusunu anneannemin orjinal kokusu yada doğduğu günden bu yana kullandığı bir parfümün esansı olduğunu sanardım...
Bu yanılsama çift haneli yaşlarımın ilk yıllarına dek devam etti desem yeridir...Ve tam da bu yüzden L'oréal Elnett hüzündür, mutluluktur, anneanne kokusudur, asil kadınların zor hayatlarında ki güzellik tılsımıdır... Ve tam da bu yüzden L'oréal Elnett fırtınalarla dolu mükemmel kadının, en kadim dostu tuvalet masasında ki en sadık sırdaşıdır... Fotoğraflar: Tolga Günay
Mekan: Cozy by Kemal Baykar
Sizde L'oréal Elnett ile geçmişe doğru bir yolculuğa çıkmak isterseniz, evde kolayca uygulayacağınız bakım setleri ve spreylerle dolu L'oréal Professional dünyasının kapılarından girmek için yapmanız gereken şey yalnızca;
10 Ekim Pazar sabah 09:00a kadar;
1) Aysegul in NYC blogun İzleyicisi olmanız
2) L'oreal INOA-Türkiye Facebook grubuna hemen üye olmanız ve
3) Dönemin en büyük moda ve saç iconlarından biri olan Audrey Hepburn'ün (Tiffany'de Kahvaltı dışında) bir filminin adını yorum olarak yazmanız...
NOT: Sorunun cevabının yer aldığı yorumları Pazar Sabahı yayınlayacağım... Diğer yorumları ise rutin olarak yayılayacak ve cevaplayacağım bilginize....
Hikayelerin, fotoğrafların ve hediyelerin kısacası herşeyin daha fazlası için Cindrella ve Styleboom 'a uğramayı unutmayın:)
Fotoğraflara doyamadıysanız mutlaka Styleboom Facebook albümünden devam edin :))
L'oréal Elnett Satin saç spreyleri ile bizi geçmişe götüren ve sağlıklı saçların ipuçlarını veren tüm L'oréal Proffesional ekibine, benim yap yap bitmeyen, kabart kabart sonu gelmeyen saçlarıma sabır ve itinayla muhteşem şekiller veren COZY by KEMAL BAYKAR ve ekibine ayrıca çooook teşekkür ederiz...
Ve gecenin bir yarısı, beni başka bir ben yapmak için getirdiği muhteşem elbiseler için DenizEslek'e kıpkırmızı rujumla kocaman öpücükleerrimi göndermeden edemeyeceğim...
Subscribe to:
Posts (Atom)