Wednesday, April 18, 2012

Bir Bahar Akşamı YVES ROCHER

"Bir bahar akşamı rastladım size" desem çok mu anlam yüklemiş olurum??


Bu defa, ilk kez tanıştığım, daha önce hakkında hiçbir fikrimin olmadığı bir markayla tanıştım ve sözüm sana sevgili cildiyle başı belada olan,
ergenlikten beri aynalara küsmüş, sonunda pes edip çözümü kireç gibi fondötenlerde, kapatıcılarda bulup parasını pulunu akıtan kader arkadaşım..

Yani benim gibi hiçbir zaman kadife bir cildin ferahlığını yaşayamayanlar, bundan sonra yazacaklarımı çok samimi ve dürüst yazıyor olacağım...Bir doğa tutkunu olan Yves Rocher, kadınlar ve doğa için 40 yılı aşkın bir süredir çalışıyor. Üretilen herşeyin içerisinde bulunan tüm bitkileri kendi sürdürülebilir ormanlarında yetiştiriyorlar. Ürünleri hayvanları üzerinde asla test etmiyor ve ürünlerin içerisinde asla hayvansal yağ kullanılmıyor.
Ayrıca alışverişinizde ürünün ambalajını almak istemezseniz
sevgili Yves Rocher ekibi sizin için kendi ormanlarına bir ağaç dikerek,
doğadan aldığını, doğaya geri veriyor....
Buraya kadar herşey şirket politikası gibi, yazılmış klasik metinlerin özeti ve hatta marka analistleri ile iletişimcilerin kafa kafaya verip yazdığı metinler gibi görünüyor değil mi. Değil efendim : ) Bunların hepsini dün gerçekleşen lansmanda Yves Rocher Türkiye Müdürü anlattı ama keşke o anlatmadan önce ben ürünleri deneseydim. Denedikten sonra bu kadar detaylı olmasa da en azından bütün markalardan farklı bir şeylerin olduğunu anlardım diye düşünüyorum:)

Favori Cilt Bakım Ürünüm : Hydra Specific (Temizleyici Köpük ve Nemlendirici)

Parfüm : Secret's d'Essences ve Vanille Noire

** Yves Rocher'ın Türkiye'nin bir çok yerinde kendi mağazası bulunuyor. Ayrıca Yves Rocher resmi sayfasından da alışveriş yapabiliyorsunuz.

** En önemli ve son konuya geldim; fiyatlar tahmin ettiğinizin o kadar altında ki bundan sonra başka marka kullanmanıza gerçekten gerek kalmayacak :)
* Markayı deneyenler olursa lütfen haber verin çok merak ediyorum herkes benim kadar aşık olabilecek mi Fransız bir adamın adamın yarattığı bu muhteşem ürünlere :)

Monday, April 9, 2012

Haftadan Kalanlar...


Yer: Pipa Nişantaşı (facebook sayfasına uğramayı unutmayın)
Gün : Salı
Kahramanlar : Sosyal Medya

Sosyal Medya'dan tanıdığınız hemen bütün isimlerin bir arada olduğu upuzun bir masa düşünün ve o masadan çıkacak olan muhabbete, sohbete, kahkaya ortak olduğunuzu hayal edin...Daha keyiflisi varmıdır bilmiyorum ama bu masanın ortasında kocamaann kocamaann tabakların içinde muhteşem lezzetlerin olduğunu da düşünürsek daha ne olsun :)

Sevgili Ferhan nam-ı diğer Iconjane ve hep bahsettiği başarılı işletmeci arkadaşları -ki benim için "Ankaralı dostlar" İstanbul'u ele geçirmeye devam ediyor diye duyduk. Son dönemin en popüler mekanlarından biri olan PiPa Nişantaşı'na sosyal medyadan bir çıkarma yaptık. Pizzalar, şaraplar, nutellalı pizzalar ve benim favorim tiramisuyu, masaya geldiği andan sonra bir daha göremesem de tatlarını hiçbirimiz unutamadık...
PiPa Nişantaşı ile ilgili olarak, tek tek düşünülmüş, ayrıntılı servis inceliklerinden, menülerdeki şok edici yeniliklere kadar herşey bir yana dekoru ve ışığı beni mest etmeye yetti. Mekana girdiğim anda sanki New York City'de bir restauranta girdiğimi hissetim. İçerdeki misafirler de o kadar İstanbul dışında, mekansız ve zamansızdı ki, kimse kimseyle ilgilenmiyor, kimsenin ne yaptığını görmüyordu. PiPa, Nişantaşı'nın bir sokağında ama o, ne o sokağa ait, ne de buralara ait bir yer... Ayrıca şehir dışından gelen misafirlerinizi götürmek için tercih edilecek tek mekan bence twitter ve facebook'tan takibe alınası :)
Son zamanlarda bütün kıyafetlerimin kahverengi olduğundan yakınan arkadaşlarım, bu rengin enerjisini bana yakıştırmıyorlar ama vintage eteğim, şalım, çantam ve ayakkabılarımla pek mutluyuz biz :)
Sevgili Styleboom ve Twitdayı 'dan yeni işim için güzel dileklerle dolu
bembeyaz bir çiçek geldi kapıma :))
Uzun zamandır bu kadar güzel bir sürprizle karşılaşmamıştım. Buradan tekrar
teşekkür ediyorum ve kocamaann öpüyorum ikisini de
ç
ooookkk mutlu oldum
çooookk duygulandım :)

Hardal Ataköy Marina'ya açılıyoooor... Ben de Cumartesi günü Hardal Nişantaşı'nda yukarıdaki pizzayı mideye indirip Ataköy Marina'ya gittim. Hazırlıklar devam ediyor Marina yaza hazırlanıyor ve artık şaraplarımıza deniz kokusu, temiz hava ve şehirden uzak huzurlu akşamlar eşlik edeceğe benziyor :)


Ve Huzur....
Pazar günlerini genelde evde bütün gün dinlenerek veya arkadaşlarımla yapılan uzun muhabbetli uzun kahvaltılarla geçirmeyi seviyorum ama bu defa sabah erkenden kalktık ve Kilyos'a doğru yola çıktık. Demirciköy'de bulunan Uzunya Restaurant'ta yediğim en kötü kahvaltı tabağı eşliğinde çok keyifli ve huzur dolu bir kahvaltı yaptık. Mekanın servisi, yemekleri, fiyatları, çayı, kahvesi herşeyi kötüydü. Pazar kalabalığı diye olduğunu da sanmıyorum ama o manzaranın ayağında, İstanbul'dan uzaklaşmadan bambaşka bir diyarda böyle bir mekanın sahibi olunca hizmet, kalite, lezzet hiçbirşey önemli olmuyor sanırım... Bu durumda kahvemizi içmeden kalkıyoruz veeee...
Veeee Yeniköy kahvesinde bir güzel yayılıyoruz :)

Güzel bir hafta olsun...

Friday, April 6, 2012

T.G.I.F

T.G.I.F
Bol güneşli, booool uykulu, boool yemekli, içkili, muhabbetli, sohbetli bir haftasonu olması dileğiyle bir de pembe etek benim olsun dilekleriyle bahar alışverişlerinin başlamasını diledim artık....

Hatırlıyormusunuz??

Related Posts with Thumbnails