
Monday, February 28, 2011
Wednesday, February 23, 2011
Defne Devrimi'ne Bir İmza da Siz Atın!!
BAŞKA BİR MEDYA HAKKIMIZ
Her şey değişirken, niçin basın kıpırdamıyor? Niçin hep aynı infazları, ezberleri, dil tiklerini, aşağılamaları, kavram yoksunluğunu ve bir modernist feodalizmi inatla her nesilde önümüze sürüyor? Niçin demokratikleşemiyor? Basın, toplumun ve dünyanın hep gerisinde, bizleri hırpalama hakkını kimden ve nereden alıyor?
Her şey değişirken, niçin basın kıpırdamıyor? Niçin hep aynı infazları, ezberleri, dil tiklerini, aşağılamaları, kavram yoksunluğunu ve bir modernist feodalizmi inatla her nesilde önümüze sürüyor? Niçin demokratikleşemiyor? Basın, toplumun ve dünyanın hep gerisinde, bizleri hırpalama hakkını kimden ve nereden alıyor?
Sosyal medya, her yerde olduğu gibi, ülkemizde de bir oksijen penceresi açtı ve farklı ufuklardan kişilere birlikte düşünüp hareket etme imkânı tanıdı. Bu kişi ve gruplar, Defne Joy Foster’ın ölümü ardından basında ayyuka çıkan erkek egemen, duyarlıksız, bireye saygısız söylemin bardağı taşıran son damla olduğu kanısındalar.
Dipten yükselen bir arzu ve bilinçle, gazeteleri, televizyonları açtığımızda artık şunları duymak, görmek istemediğimize eminiz:
“Nataşalar... Hürremler...”
“Sen gay misin, normal mi?”
“Bu da tekneyle gelen arkadaşlardan mı?”
“Dink dank etmedi mi?”
“Mayın demokrasiyse, yumruk niye faşizm?”
“Türbanlılar Papermoon’da”
“Tekvandoda misyoner tuzağı”
"Bir kadına ofsaytı anlatmak..."
“Ermeni kırması Kürtçü”
“Su testisi su yolunda kırılır!”
“Hayattan elendi”
“Hastalığa karşı verdiği mücadelede yenik düştü”
“Erkeklerin gözdesiydi, şimdi o da yaşlandı!”
“Selülitlerini gizlemek için verdiği mücadeleyi kaybetti”
Hayatın hiçbir alanını boş bırakmayan bu hoyrat dile son! Özel hayatlara saygının hiçe sayılmasına son! Gazete köşelerinin yüzde doksanının erkeklerce işgal edilmesine son! Kadınların Pygmalionlarca belirlenmiş rollere sıkıştırılmasına son!
Medyadaki tüm ayrımcı, cinsiyetçi, homofobik ve ırkçı yaklaşımlar ortadan kalksın; değişime ayak uydurmak istemeyenler çekilsin!
Bir haftadır bu taleplerimize Defne Devrimi adını veriyor, tweetlerimizin sonuna #defnejoy yazıyoruz. Sayımız şimdiden binlere ulaştı. İmzalarımızla daha da çoğalabiliriz.
Başka bir medya hakkımız, bu hakkı birlikte alacağız!*
*Alttaki alana adınızı soyadınızı yazıp "sign the petition" yazan yere tıklayarak siz de katılabilirsiniz.
Dipten yükselen bir arzu ve bilinçle, gazeteleri, televizyonları açtığımızda artık şunları duymak, görmek istemediğimize eminiz:
“Nataşalar... Hürremler...”
“Sen gay misin, normal mi?”
“Bu da tekneyle gelen arkadaşlardan mı?”
“Dink dank etmedi mi?”
“Mayın demokrasiyse, yumruk niye faşizm?”
“Türbanlılar Papermoon’da”
“Tekvandoda misyoner tuzağı”
"Bir kadına ofsaytı anlatmak..."
“Ermeni kırması Kürtçü”
“Su testisi su yolunda kırılır!”
“Hayattan elendi”
“Hastalığa karşı verdiği mücadelede yenik düştü”
“Erkeklerin gözdesiydi, şimdi o da yaşlandı!”
“Selülitlerini gizlemek için verdiği mücadeleyi kaybetti”
Hayatın hiçbir alanını boş bırakmayan bu hoyrat dile son! Özel hayatlara saygının hiçe sayılmasına son! Gazete köşelerinin yüzde doksanının erkeklerce işgal edilmesine son! Kadınların Pygmalionlarca belirlenmiş rollere sıkıştırılmasına son!
Medyadaki tüm ayrımcı, cinsiyetçi, homofobik ve ırkçı yaklaşımlar ortadan kalksın; değişime ayak uydurmak istemeyenler çekilsin!
Bir haftadır bu taleplerimize Defne Devrimi adını veriyor, tweetlerimizin sonuna #defnejoy yazıyoruz. Sayımız şimdiden binlere ulaştı. İmzalarımızla daha da çoğalabiliriz.
Başka bir medya hakkımız, bu hakkı birlikte alacağız!*
*Alttaki alana adınızı soyadınızı yazıp "sign the petition" yazan yere tıklayarak siz de katılabilirsiniz.
www.defnedevrimi.com tıklayın ve siz de görmek ve duymak istemediğiniz şeyler için imzanızı atın buradan buyurun efendim....
Pastel Oje Çılgınlığı....
Meğer Pastel'in yeni oje serisinin bir bülteni ve de görselleri varmış ki ben duymadım, görmedim :) İyi ki de görmemişim duymamışım zira günde en az 3 bülten yazan bu zavallı bünyeye blogta yayınlanması için gelen bültenleri yayınlamak resmen eziyet oluyor... O değil elalemin bülteninin üzerinde oynama yapmaya, başlık çıkarmaya falan başlıyorum :)) Neyse sonuç olarak bülten dışı, reklam dışı, tamamen pek kadınca ve de pek gönüllüce Pastel'in yeni koleksiyonuna baaayıldığımı paylaşamadan edemedim....



Thursday, February 17, 2011
Ayşegül Biryerlerde...

Micheal Jackson'ın öldüğü hafta Harlem'de bulunan Apollo Theatre önü doldu taştı ve kocaaamaan bir anı duvarı yapıldı aslında çarşafı demek daha doğru olur... Bu daaa bizim de imzamızı üzerine attığımız ve Kral'a bir anı bıraktığımız anı çarşafımızdan bir kare... Sıcağı sıcağına yazdığım post ise burada...


IFW 2011 ELLE Açılış Partisi ve Modeller ve bir kalabalık peşimizden geldiler valla da billa da :)


IFW 2100 Günseli Türkay Sonbahar-Kış Koleksiyonu ve muuhhteşem ayakkabıları...


Ahhh çok eskiden... O kadar hızlı eskidi ki tam iki yılımı geçirdiğim yurt odam gözüme neredeyse siyah-beyaz görünecek...
Heeeyyy bu yıl bana alınan en güzeell passtaaamm canım Deniz'im allddııı:)) mmm baldan tatlı:))
Ve tabii ki Boom'cugumun dogumgününden en sevdiğiiimmm eeenn sevdiğim kareee kocaman mucckkk kocaaman mucckk :)

MAC Tartan Tale lansmanı.. Yazılamayan bir türlü eklenemeyen süper fotoğraflarla dolu süper lansman ama ben lansmandan yaklaşık yarım saat önce ayak bileğimi alçıya aldırmıştım:)) Vee tabii ki o psikolojiyle kendimi lansmanda buldum... Şişli Etfal Acil'de geçen fena ötesi bir saatten sonra eğlenmek benim de hakkımdı ama:))
IFW 2011 Koton Sobahar-Kış...

FNO 2011 Nişantaşı... Corridorrr veee SosyalMedya:)
Wednesday, February 16, 2011
Dokolte giyenin anasını avradını demek istemiş "profoseptik" aslında
Gani Müjde Twitter'da aynen bunu dedi ve az bile dedi "Dokolte giyenin anasını avradını demek istemiş "profoseptik" aslında"
sonra Özgür Mumcu dedi ki, "Selçuk Üniversitesi'nde dekolte giyenlerin tecavüze uğramasını normal kabul eden bir profesör var. Kampüsü boşaltın."
Tüm bunlar benim, sözü geçen kişinin telefon bağlantısından gelen garip sesini NTV sabah haberleri sırasında canlı canlı dinledikten sonra oldu ve yağmur gibi twitler akmaya başladı hatta yetmiyor,
"TECAVUZCUYE YAZIN; Prof. Dr Orhan Ceker " DEKOLTE GIYINENE TECAVUZ EDILIR' DEMIS! oceker@mynet.com VE oceker@hotmail.com " diyorlar... iyi de ediyorlar siz de yazın birşeyler direkt söyleyin içinizden geçenleri...
ve ekşisözlük yazarları diyor ki;
"bunu diyen adam "profesör". noam chomsky da profesör, randy pausch da profesör, john nash de profesör, stephen hawking de profesör.
demek ki neymiş, haketmeyene o ünvanı vermemek gerekiyormuş, bu söylemleri bir profesör olarak değil kahvedeki bir adam olarak yapması gerekiyormuş. yazık hakkaten. (cigara boregi, 16.02.2011 09:59)
Habertürk Gazetesi'nde yayınlanan haberde Prof. Orhan Çeker'in sözleri şöyle yayınlanıyor:
“Sorunun odağında kimvar? Kadın var. Kardeşimsen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmayacaktır. Tahrik ettikten sonra sonucundan şikâyet etmen makul değildir.
‘DİN EĞİTİMİ ÖNERİSİ’
Konunun çözüme kavuşturulması için detaylı bir çalışma yapılması gerektiğini söyleyen Çeker, şöyle devam etti:
“Başta toplumun acilen yaygın bir din eğitimine tabii tutulması gerekir."
Devamı benden yorumsuz bugün Soner Yalçın gözaltında, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay neredeyse 3 yıldır hapishanede, komutanlar, yazarlar, gazeteciler ailelerinden ve sevdiklerinden uzak ama tecavüzcüler hayatlarını kararttıkları kadınların dekolte giydiği gerekçesiyle ceza indirimine gidebiliyor....
Ben daha ne diyeyim kim ne desin müstehak herkese tüm bunlara göz yumanlara ve sesini çıkarmayanlara herkese müstehak daha çok tecavüzü hakediyoruz hepimiz....
sonra Özgür Mumcu dedi ki, "Selçuk Üniversitesi'nde dekolte giyenlerin tecavüze uğramasını normal kabul eden bir profesör var. Kampüsü boşaltın."
Tüm bunlar benim, sözü geçen kişinin telefon bağlantısından gelen garip sesini NTV sabah haberleri sırasında canlı canlı dinledikten sonra oldu ve yağmur gibi twitler akmaya başladı hatta yetmiyor,
"TECAVUZCUYE YAZIN; Prof. Dr Orhan Ceker " DEKOLTE GIYINENE TECAVUZ EDILIR' DEMIS! oceker@mynet.com VE oceker@hotmail.com " diyorlar... iyi de ediyorlar siz de yazın birşeyler direkt söyleyin içinizden geçenleri...
ve ekşisözlük yazarları diyor ki;
"bunu diyen adam "profesör". noam chomsky da profesör, randy pausch da profesör, john nash de profesör, stephen hawking de profesör.
demek ki neymiş, haketmeyene o ünvanı vermemek gerekiyormuş, bu söylemleri bir profesör olarak değil kahvedeki bir adam olarak yapması gerekiyormuş. yazık hakkaten. (cigara boregi, 16.02.2011 09:59)

“Sorunun odağında kimvar? Kadın var. Kardeşimsen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmayacaktır. Tahrik ettikten sonra sonucundan şikâyet etmen makul değildir.
‘DİN EĞİTİMİ ÖNERİSİ’
Konunun çözüme kavuşturulması için detaylı bir çalışma yapılması gerektiğini söyleyen Çeker, şöyle devam etti:
“Başta toplumun acilen yaygın bir din eğitimine tabii tutulması gerekir."
Devamı benden yorumsuz bugün Soner Yalçın gözaltında, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay neredeyse 3 yıldır hapishanede, komutanlar, yazarlar, gazeteciler ailelerinden ve sevdiklerinden uzak ama tecavüzcüler hayatlarını kararttıkları kadınların dekolte giydiği gerekçesiyle ceza indirimine gidebiliyor....
Ben daha ne diyeyim kim ne desin müstehak herkese tüm bunlara göz yumanlara ve sesini çıkarmayanlara herkese müstehak daha çok tecavüzü hakediyoruz hepimiz....
Sunday, February 13, 2011
Friday, February 11, 2011
Madame Bonus Çekiminin Gizli Kamera Arkası
Madame Bonus sitesini ziyaret etmeyi ve çekim hikayesinin videosunu izlemeyi unutmayın...
Labels:
Aysegul in İstanbul,
backstage,
Çekim Hikayesi,
Ucundan Moda
Subscribe to:
Posts (Atom)