HAFTANIN STİLİ | MİROSLAVA DUMA

Haftanın hatta yılın stiline yine bayıldığımız Miroslava Duma imzasını attı... Hayatımda gördüğüm en şık, en zarif trenchcoat ile karşınızda Miroslava Duma bayanlar baylar.... Miroslava'nın kendi bloguna buradan  , benim New York Fashion Week'te kendisiyle karşılaşma anlarıma ise BURADAN göz atabilirsiniz :) 

HAFTADAN KALANLAR | YOGA, LOREAL, DOĞADAN CUMARTESİ

İnanılır gibi değil ama gerçek... 

Yıllar yıllar süren günde çift antremanlı, askeri antremanlarla dolu sporculuk hayatım bittiğinden beri nefret ederek tekrar sahalara dönmemin üzerinden 1.5 yıl geçti ve ben bir ayda ikinci kere hemde isteyerek sabahın köründe kalkıp spor salonuna gittim. Annem duyduğunda ağlayacak, arkadaşlarım ayakta alkışlayacaktı ki nazar değdirmek istemeyip sevinç çığlıklarını içlerine atıverdiler :) 

Üstün sabah  performansım ise ödülsüz kalmadı ve L'Oreal Türkiye ekibi hadi şımarmaya dedi... Önce Tarabya Metin Bahçecik'te saçlarımıza L'Oreal ve Rowenta'nın işbirliği ile seçili kuaförlerde uygulanmaya başlayan "steampod" mucizesini uyguladılar. 

Steampod sırasıyla, krem, buharlı bakım fönü ve serumdan oluşan bir bakım seti. Steampod dışardan sıradan bir düzleştirici gibi görünse de saça buhar üfleyerek bakım yapan bir teknoloji ve saçı kırmadan, hem de bakım yaparak, bir de üzerine parlatarak sizi güne hazırlıyor. Ben ki mecbur kalmadıkça asla fön çektirmem, düz saçlarımla gurur duyar, saçlarım kırılacak diye ödüm kopar ama "steampod" uygulamasından 2 gün sonra bile saçlarım tel tel uçuyor, hala parlak ve dümdüz ışıldıyordu. 

İtiraf ediyorum "steampod" kızı olmak istiyorum, saçlarım hergün öyle olsun istiyorum :) 

S

Ve bir cumartesi sabahı hava da güzel derken Doğadan Çay ekibi Yasemin Bradley ile başlattığını işbirliğini duyurmak için boğazın ortasında kocaman bir masada, çayından, kahvesinden, yemeğinden, içkisine herşeyin konuşulduğu çok keyifli bir kahvaltı ile haftaya nokta koydu. Bitki çaylarından ise en makbulünün Beyaz Çay olduğunu öğrendik ki kendileri cilt kırışıklıklarından, yağ yakımına, ödem atmadan, kilo kontrolüne kadar her derde devaymış. 

 

Pazarımız ise yine bir yoga sabahıyla başlayıp, ModaCadısı, Billur Saatçi ve Iconjane'in "garage sale"i ile sona erdi. New York'ta hemen her pazar bir evin bahçesinde kurulan "garage sale" standlarını buralarda görmek acayip mutlu ediyor beni. Bizim ikinci el giymeme takıntısı, en pahalı şeyi gidip sezonda alma takıntısı sona eriyordur inşallah... Zira benim nasıl bir e-bay'ci olduğumu ikinci el, üçüncü el demeden neleri yok paralara aldığımı bilmeyen kalmadı :) 

Ben bu güzel etkinlikte sona kalıp, dona kalsam da sabah gidenlerin tadından yenmez parçalarla eve döndüklerini duyduk ve bir sonraki garage sale'e kadar şimdilik beklemede kalmaya karar verdik :)