Wednesday, May 27, 2009

AŞK...



Hani Elif Şafak Demiştim...Kitap demiştim ve Tr'den gelecek olan arkadaşıma sipariş ettim demiştim... O kitap geldi de okundu bile ama bir türlü yazamadım...Hatta bir solukta, bir anda, orda burda heryerde bitirmek istemeden bitti... son zamanalarda okuduğum en iyi kitaptı diyebilirim...Burda insanlar yürüyen merdivenlerde bile kitap okuyorlar...Kitapçılara gidiyorsunuz yerlerde,masalarda raflardan aldığınız kitapları şakır şakır çevirip okuyabiliyorsunuz ki bunun için de ayrı bir post yazacağım... ama önce "Aşk"ı yazmak istedim ve okuyun dedim ki kapanan beyinlerimize, son günlerde ihtiyacımız olan açık görülmeye ve de açık gönüllülüğe bir adım yaklaşmış olalım...
Bana çok iyi geldi buralarda okumak belki size de oralarda iyi gelir gönüllere sığmayan,akıp akıp taşan "Aşk"ın hikayesi...


Kitaptan;
Rumi; "Aşk şeriatı, bütün dinlerden ayrıdır. Şeriatı da Allah'tır, mezhebi de..."

“Beşinci Kural: Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarımı. ‘Aman sakın kendini’ diye tembihler. Hâlbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: ‘Bırak kendini, koy gitsin!’
Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Hâlbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var! " (sf.95)
...

“Altıncı Kural: Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Âşık dilsiz olur.” (sf.96)
...

“On Dördüncü Kural: Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir” diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını?” (sf.134)

...

“On Dokuzuncu Kural: Başkalarında saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, önce kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir. Sen kendini sevdiğin hâlde dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında gül yollayacak demektir.” (sf.176)
...

"Yirmi Birinci Kural: Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek, kendi doğrularımızı başkalarına dayatmaya kalkmak, Hak’ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.” (sf.181)
...

“Yirmi Yedinci Kural: Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır. Şer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır.
Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse, dünya değişir.” (sf.260)
...

"Kırkıncı Kural; "Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi semavi ya da cismani mi diye sorma!" (sf.415)
...

Elif Şafak'ın kitaptan sonra yapılmış en ayrıntılı röportajı ilgilenenlere... http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=822421&title=elif-safak-ask-bu-dunyayi-asan-bir-duygudur

1 comment:

Unknown said...

Sampiyon BesiktAsk !!!

Hatırlıyormusunuz??

Related Posts with Thumbnails