Valla gördüm Matt Dillon'ı da gördüm... hatta kapıda ki bodyguarda kafam güzel olsaydı içeri partiye davet ederdim ama daha sarhoş olamadım onun için sadece bakakaldım diye saçma bir açıklama bile yapıverdim... ve hatta fotoğraf bile çekemedim ama yaşlanmış ve de göbeklenmiş gördüm onu diyemedim ki ben küçükken Matt Damon'la senin adının arasında ki farkı ezberlemeye çalışırdım ve de sen aslında daha eski ve de iyi olansın ve seni "rumble fish"le sevdim diye... ve diyemedim ki "hey Matt come to my party lets have a drink" :)) neyse işte bu yüzden şimdiden rüyalarıma girmeye başladı ki NY'dan ayrılma korkusu her an heryerde her sürpriz ve bu şehir taa derinlerde bir yerlerde...
2 comments:
Harika ^.^ Keske gidip konussaydin. Yoksa konustun da reklam olmasin diye mi sakliyorsun ^.^
Ha bu arada ben de NY'ta olacagim 17sinde, iyi gelecek tum depresyonuma umuyorum ki ^.^
damon'ın yanında dillon'ın lafı olmaz bence ama :D sen bu matt'i seviyorsan senin adına sevindim :)
Post a Comment